Sosyal medyada bu konuya dikkat çeken paylaşımlar çok fazla etkileşim alarak gündem yaratıyor. Zira pek çok kullanıcı, kendi ürettiğimiz ürünlerin ülkemizde daha ucuza satılması gerektiğini düşünüyor.
Farklı bir ülkede üretilen ürünün ithal edilmesi, ürünün uzun bir yol kat edeceği anlamına geliyor. Dolayısıyla da yol masraflarının ürünün satış fiyatına yansıması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak durum pek de böyle değil.
Öncelikle gerçekten ülkemizde üretilen ürünler bize daha mı pahalıya satılıyor bir bakalım:
- ABD satış fiyatı.
- Türkiye satış fiyatı.
Örneğin 540 gr. Tamek biber salçası ABD’de 17.69 dolara satılıyor. Aynı ürünün ülkemizdeki satış fiyatı ise 63,33 TL, yani 3,38 dolar. Arada bariz bir fiyat farkı olduğunu görebiliyoruz.
- ABD satış fiyatı.
- Türkiye satış fiyatı. (3,44 dolar)
Yine bir başka örnek; Türkiye’de üretilen Türk kahvesi, ABD’de 31,90 dolara satılırken Türkiye’de ise 3,44 dolara satılıyor.
- ABD satış fiyatı.
- Türkiye satış fiyatı. (2,24 dolar)
Kahvaltılarımızın vazgeçilmezi olan çay ise Türkiye’de ABD satış fiyatından yaklaşık 14 dolar daha ucuza satılıyor.
Farklı ürünler ve farklı zamanlarda ise bu durum değişebiliyor.
Bu salça Abd'de 1 dolar.
Türkiye'de 3 dolar.
Bu salça Türkiye'de üretiliyor.
20.000 km yol gittiği halde nasıl buradaki fiyatın 3te1 ine satılabiliyor? pic.twitter.com/A8YtAMnWwd— Levent Günerman (@DrGunerman) October 17, 2022
Bu gibi durumlarda ürünün satış adedi, üzerinde uygulanan indirim de büyük bir rol oynuyor. Bir ürünün, üretildiği ülkeden daha ucuza farklı bir ülkede satıldığına ise nadiren şahitlik ediyoruz. Karşılaştığımızda ise şaşkınlığımızı gizleyemeyebiliyoruz.
Peki bu fiyat farklılıklarının sebepleri neler?
Başlıca sebebi aracılık maliyetleri…
Bir ürün, üreticiden tüketiciye ulaşana kadar pek çok işlemden geçiriliyor ve bu işlemlerin her biri esktra maliyet anlamına geliyor. Ürününüzün satışı gerçekleşene kadarki süreçte yaptığınız işletme gideri, sigorta, nakliye, pazarlama ve malzeme parası dahil olmak üzere benzer tüm harcalamalarınız aracılık maliyetine dahildir.
Konuyu danıştığımız Ekonomist Şenol Babuşçu, aracı hizmetlerinin Türkiye’de ve yurt dışında farklı işlediğini ve dolayısıyla da farklı ücretlendirmelere tabi tutulduğunu belirtiyor. Ülkemizde üretilen bir ürünün aracılık maliyetlerinin yurt dışına kıyasla daha yüksek olduğunu da sözlerine ekliyor.
Tabii bununla da bitmiyor, üzerine bir de vergiler ekleniyor.
Babuşçu’nun verdiği bilgilere göre; ülkemizden ihraç edilen ürünlerin, tüketiciye ulaşana kadar gerçirdiği süreçte maliyetlerden alınan vergi, yurt içi satışlarından alınan vergiye kıyasla bir miktar daha düşük. Bunun sebebi ise yerli üreticinin yüksek vergi ödememesi ve ihracata teşvik edilmesi.
Sonuç olarak da ülkemizde markette satılan ürünlerin satış fiyatına daha yüksek vergiler ekleniyor ve yurt dışında gördüğümüz fiyatlarla arada fark oluşabiliyor. İhraç edilen ve farklı ülkelerde son tüketiciye ulaşmayı bekleyen ürünlerde ise o ülkenin vergilendirme sistemiyle fiyatlandırılma yapılıyor.
Arz-talep konusuna gelelim… Bunu hepimiz en az bir kez yaşadık.
- Aynı ürünün farklı renkleri üzerinde uygulanan indirim oranları.
Bir giyim mağazasına gittiğinizde aynı ürünün farklı renkleri arasında fiyat farkı olduğuna illaki denk gelmişsinizdir. Tam olarak bu noktada arz-talep konusu devreye giriyor. Zira aynı üründe gördüğümüz fiyat farklarının ana sebebi bu. Konuyu kısaca açıklamak gerekirse; bir ürünün bir rengi (veya benzeri) satılmadığında tüketicinin dikkatini çekmek ve o ürünü almaya teşvik etmek amacıyla indirim yapılabilir veya yapılacak indirim oranı satış oranlarına göre değişiklik gösterebilir.
Talebin fazla olduğu, insanların ihtiyaç duyduğu bir ürünü (salça gibi) ihraç ettiğinizde ise arz, talebi karşılamayabilir. Bunun sonucu olarak da ürüne veya ürünlere zam geldiğini görebilirsiniz. Yani Türkiye’de talep fazla olan bir ürün, ihraç edildiği ülkede satılmıyorsa indirime girebilir. Nitekim biz de ABD-Türkiye fiyatlarına baktığımızda pek çok ürünün ABD fiyatının dolar bazında ülkemizden daha yüksek olduğunu gördük.